Yaşam

Yunan Mitolojisinde ‘Paris Aşkına’ Başlayan ve Ustaca Bir Stratejiyle Sonlanan Truva Savaşı’nı Bilinmeyenleri Anlatıyoruz

Yunan mitolojisinde lordların, yarı tanrıların ve efsanevi yaratıkların hikayeleri vardır. Tabii bunlar arasında en dikkat çekici olanlardan biri de topraklarımızda yaşanan Truva Savaşı’dır. Bu efsanevi savaşın başlama sebebi aşktır. Truvalı Paris, Akhalar Hükümdarı Menelaus’un karısı Helen’i kaçırdığında.İki medeniyet silaha sarılır ve yıllarca sürecek bir savaş başlar.

Truva Savaşı kendi başına bile anlatması eğlenceli bir hikaye olsa da öncesi ve sonrası var. Yunan mitolojisindeki hikâyeler son derece iyi kurgulanmış olduklarından ve sebep-sonuç bağlantıları içerdiklerinden dolayı tam ortasından incelenmesi gereken metinlerdir. Hikâyenin bir kısmını İlyada ve Odysseia’da görüyoruz, amaGelin kamera arkasında ve sonrasında yaşananları anlatalım.

Her şeyi başlatan Paris’in kararıydı:

Daha sonra Aşil’in annesi ve babası olacak olan Thetis ve Peleus, Eris dışında Zeus dahil birçok tanrıyı düğün törenlerine davet ederler. Davet edilmediği için biten Eris, düğünü bastıVe “En güzeli için!” Salona altın bir elma atar. Hera, Athena ve Afrodit hızla elmayı almaya koşarlar. Hiçbiri yapamaz ve hepsi elmanın kendilerine ait olduğunu, yani en hoş olduğunu söylerler. Karar Zeus’a aittir.

Zeus asla o toplara girmek istemediği için ölümlü bir Truva atıydı. Trojan, Paris’i arar ve ondan hangisinin en hoş olduğunu seçmesini ister. Çünkü Paris adil bir insan olarak bilinir. Hermes yolu gösterir ve üç tanrıça ve Paris, seçimi yapmak için İda Dağı’na gider.

Her biri Paris’e başka bir büyüklük sunuyor. Hera ona bir krallık teklif eder, Athena ona savaşma gücü sunar ve Afrodit ona Achaean’ları sunar. Yunan hükümdarı Menelaus’un karısı dünyevi Helen’e aşk teklif eder.Helen’in bu sevincinden memnun olan Paris, Afrodit’in teklifini kabul eder ve Sparta’ya doğru yola çıkar.

Adamın karısı Paris’i kaçırmak ayıptı:

Bütün bunlardan sonra Paris Truva’ya döner ve gemilerin Sparta’ya gitmek için hazırlanmasını emreder. Çok geçmeden Paris, Sparta’ya varır. Yunan hükümdarı Menelaos ve eşi Helen tarafından davet edildi. Helen, Leda ve Zeus’un kızıdır. Bu sırada Menelaos’un dedesi ölür ve Girit’e gitmek zorunda kalır. Paris’imiz fırsat bu deyip Helen’i bir takım mallarla birlikte kaçırır.

Yani yapılacak işler ve yapılmayacak işler var. Menelaus, karısının kaçırıldığını öğrenince, Miken hükümdarı olan kardeşi Agamemnon’dan yardım ister. Önce Truva’ya bir elçi gönderilir ve iş halledilmek istenir. Bu sıradan çaba sonuçsuz kalır ve savaş boruları çalmaya başlar.

Bu sırada Agamemnon, çünkü kahin Kalkhas onsuz Truva’nın alınamayacağını söylemiştir. dönemin büyük kahramanı Akhilleus’u savaşmaya ikna eder. Savaş harika olacak. Bütün Aka yani Yunan hükümdarları bu savaşa hazırlanır ve orta bir noktaya gelir. Truva kapılarında durduklarında çok kan döküleceği aşikardır.

Truva kapılarında kan ve kan akıtan bir savaş başlar:

Bu tarihten önce Akhalar yani Yunanlılar ile Anadolu’nun ortasında hiç bu kadar büyük bir savaş olmamıştı. Akhalar Truva kentini kuşattı ve Bu kuşatma 9 yıl sürdü. Truva çevresindeki bölgeler yağmalandı. İki ordu tekrar karşı karşıya geldi ancak yenilmedi. Sonunda Paris, Menelaos’u bire bir dövüşmeye davet eder. Kazanan Helen’i alacak.

Tabii ki Paris çok başarılı bir savaşçı olmadığı için Afrodit tam Menelaos galip geleceği sırada ortaya çıkar. Bir Truva askeri Menelaus’a ok attığında iki ordu çarpışır. ve Troy büyük kayıplar verir. Savaşa birçok tanrı ve tanrıça da katıldı.

Truva hükümdarı Priamos’un en büyük oğlu Hektor, Akhilleus tarafından öldürülür ve Cesedi 9 gün yerde sürükleniyor. Çünkü kuzeni Aşil’in zırhını giydi ve Hektor tarafından Aşil zannedilerek öldürüldü. Hector’un ölümü üzerine Amazon kraliçesi olan teyzesi de savaşa katılır.

Eşi görülmemiş bir taktik olan Truva atı, savaşı sona erdiren saldırıydı:

Akhalar, tanrıça Athena için kutsal bir sunak olarak büyük bir tahta at hazırladılar. Truva kapısında bıraktı ve Truva atlarının atı parçalayıp tanrıçanın gazabını üzerlerine çekeceklerini düşündüler.Ancak Troyalılar bunun bir barış işareti olduğuna inandılar ve içeri aldılar.

Tabii Troyalılar o gece yine de barıştığımız için yiyip içtiler. atın içinde gizli Aka askerler gece çıkıp ordunun geri kalanını içeri aldılar. Sonrası büyük bir yıkımdır. Bu sırada Paris, Aşil’i topuğundan okla vurarak öldürdü ve kısa süre sonra Aşil’in oğlu Neoptolemus tarafından öldürüldü. Truva yerle bir edildi ve Menelaus Helen’i alıp Sparta’ya döndü.

Peki Paris ve Truva Savaşı gerçek mi?

Truva Savaşı, Paris, Helen Menelaos, Akhalar ve tüm bu savaş Homeros’un İlyada ve Odysseia destanında anlatılır. Özellikle Odysseia bölümünde on yıllık savaşın son ayına ait tüm detaylara yer veriliyor. Ancak savaşın geri kalanını kısa bir zaman dilimini anlattığı için Homeros’tan dinlemek kesin olarak mümkün değil.

Truva dediğimiz yer, bugün Çanakkale ilimizin sonunda bulunan Kaz Dağı’nın eteklerinde yer alan bir yerdir. 19. yüzyıla kadar Truva adlı bir şehrin sadece bir efsane olduğu düşünülüyordu.Ancak ilk olarak 1870 yılında Alman arkeolog Heinrich Schliemann tarafından yapılan ve daha sonra Amerikalı arkeolog Blege tarafından sürdürülen araştırmalara göre gerçekten de böyle bir şehir varmış.

Yapılan çalışmalarda bu bölgede 9 katman halinde 9 farklı medeniyetin kurulduğu görülmüştür. 6. tabakada MÖ 15. ve 12. yüzyıllara işaret eden tabaka Truva’dır. Truva Savaşı’nın MÖ 1184’te yapıldığı varsayılmaktadır. Yani Akhalar ile Truvalılar arasında bir savaş olmuştur ancak tam olarak neden ve nasıl olduğu bilinmediği için Truva Savaşı’nın gerçek olduğunu söylemek mümkün değildir. Ancak, bir şey olduğu açık.

Yunan mitolojisindeki en değerli benzetmelerden biri ve Paris’in Helen’i kaçırmasıyla başlayan Truva Savaşı’nın öyküsünü anlattık.Umalım ki bu hikaye sadece bir efsanedir ve insanlar böylesine aptalca bir nedenden dolayı birbirlerini öldürmemişlerdir.

dikiliajans.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu