Frankfurter Rundschau’daki yorumda, Erdoğan’ın seçimi kazanmasının ardından, analiz için herhangi bir teklif sunmadığı zorluklarla karşı karşıya olduğu belirtiliyor.
“Erdoğan’ın Türkiye’deki seçim zaferinden sonra işler düzelmeden önce daha da kötüye gidecek. Yine seçilmiş Cumhurbaşkanı seçim kampanyası sırasında ülkesinin sorunlarını nasıl çözeceğini söylemedi. Erdoğan verdiği sözler ve verdiği sözler ile milliyetçi ve İslamcı yandaşlarını harekete geçirmeyi başardı. Ama dört nala koşan enflasyonla nasıl başa çıkacak, ekonomiyi nasıl dizginleyeceğini, fakir ekonomiyi nasıl canlandıracağını, deprem bölgesine sayısız konut yapacağını söylemedi, şimdiye kadar bu eksiklikler yerine dikkatleri diğerine çevirdi. Ancak bu, devletin mali kaynaklarını talan ettiği için bu kaynağı da tüketti. Kimse ondan bunlara cevap vermesini istemedi. “Bir sonraki seçim kampanyasına Türkiye’nin zaferini kazandığı gece başladı. Önümüzdeki yıl yapılacak yerel seçimlerde İstanbul ve Ankara’yı kazanmak istiyor. Ayrıca siyasi rakiplerine karşı mevcut atmosferi kullanmak istiyor. Bunlar iyiye işaret değil…”
Stuttgarter Nachrichten gazetesi, seçimi az farkla kazanan Erdoğan’ın daha da sertleşeceğini ve Avrupa’nın gelecekte Türkiye’ye, Katar’a veya Suudi Arabistan’a benzer şekilde davranacağını savunuyor.
“Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim zaferinden sonra daha ölçülü bir çizgi izleyeceğini düşünenler hayal kırıklığına uğrayacak. Seçim gecesi bile siyasi rakiplerine karşı daha sert olacağının sinyallerini verdi. Batı’nın artık onun üzerinde neredeyse hiçbir etkisi yok. İktidarının artık siyasi veya ekonomik hiçbir sakıncası kalmadı.Gelecekte Batı ile Türkiye arasındaki ilişkiler, Katar veya Suudi Arabistan gibi otokrasilerle kurulan ilişkilere benzeyecek. Hukukun üstünlüğü standartları Türkiye giderek Batı’dan uzaklaşıyor.”
Pforzheimer Zeitung, Erdoğan’ın çizgisine rağmen Türkiye ile AB arasındaki müzakerelerin resmen sonlandırılmaması gerektiğini belirtiyor.
“Korktuğumuz gibi Erdoğan, ülkesinde istibdat propagandasına devam edecek ve insanları yoksulluğa sürükleyen yanlış ekonomik ve parasal politikayı sürdürecektir. Ve daha da belalara ortak olacaktır. Ancak Avrupa Halk Partisi lideri Manfred Weber, Türkiye ile AB üyelik müzakerelerinin artık sona erdirilmesi gerektiğini belirterek, “Erdoğan ile AB üyeliğinin bir illüzyon olduğunu herkes biliyor. Ancak Erdoğan’ın Moskova ile yaptığı değerli arabuluculuk hizmetine rağmen, AB ile müzakerelerin resmen sona erdirilmesi Türkiye’yi Avrupa’dan daha da uzaklaştıracaktır. Bu, ona karşı oy kullanan Türkler için de yıkıcı bir işaret olacaktır.”
Heilbronner Stimme’deki yorum, Almanya’daki Türklerin Erdoğan’a oy vermesini içeriyor.
“Pek çok Alman Türkünün paralel bir dünyada yaşadığı bir gerçek. Alman medyasıyla ilgilenmiyorlar, Erdoğan’ın devlet medyasının etkisi altındalar. Türkiye’deki hemşehrilerinin durumuna göz yumuyorlar. Bu ülkede ifade özgürlüğü ve demokrasinin avantajları varken Alman Türkleri için bu avantajların olmamasını umursamıyorlar.Uyum çabalarının pek başarılı olmadığını topluma gösterdiği için durum üzücü.” (DW Türkçe)
