Suçlu yine bulundu: halk!
Zaten 20 yıldır halk olağan şüpheli konumunda.
Hemen atışlar yapılmaya başlandı.
“Yani halk enflasyonu seviyor, biliyor…”
“Yani halk pahalı istiyor, onların sorunu…”
“Yani insanlar TOGG…”
“Demek ki depremzedeler bedava ev istemiyor, bir buçuk milyona ev istiyorlar, peeeki…”
Duyanlar sanırlar ki, saltanatı döneminde bedava konut dağıtıldı, enflasyon tek hanelerdeydi, işsizlik yoktu…
Nasıl hala Tayyip Erdoğan’a oy verebiliyorlar?
Özellikle depremzedeler! Tanrı daha fazla ceza vermiş olsaydı, buna layık olurdu…
Yaptıkları yardım haram olsun…
Hatta depremzedelerin kaldığı otelin kapısına yaslanıp içki içip küfredenler bile oldu.
İnsanlığı terk etmenin sınırlarını tanımadılar.
Ancak son yirmi yılda iktidar; Deprem, sel, yangın gibi afetlere Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir hızla tepki vererek insanları bir yıl içinde afet öncesine götürdüğü için o dönemde onları yalnız bırakmadı.
Son depremlerde muhalefetin tüm saçmalıklarına rağmen halk depremin duyulduğu andan itibaren devleti yanında gördü. Bakanlar günlerce evlerine bile gitmedi, sahada çalışmaları koordine ettiler. Halkın çaresizce devletine sarılmak istediği bir anda muhalefet halka “Devlet yok” dedi. İnsanlar gözlerine mi inansın yoksa bu felaket tellallarına mı?
Bir aydan kısa bir süre sonra yeni konutların temelleri atılmaya başlandı.
Şimdi insanların bu işi görmeyeceklerini mi düşündüler?
20 yıl, 11 seçim geçti, hala başladıkları yerdeler.
20 yıldır her seçime birebir taktikle giriyorlar, özellikle son 12 yıldır hiç aksatmadan aynı şeyleri yaparak seçime giriyorlar ve farklı sonuçlar bekliyorlar. “Aynı şeyi tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemenin” farklı bir şekilde adlandırıldığı ortaya çıktı.
Ama yanlış insanlar, çünkü onlar hiçbir şeyi sorgulamazlar.
Halk hiçbir şeyi sorgulamıyor, siz neden hiç demiyorsunuz ki, “Peki bu adam parti içi mücadele ile gelmedi, bir kumpas peşinde geldi, kongreden kaçıyor” yalanıyla. 3 yıldır erken seçim olacak, bize sormadan aday gösterdi, 11 seçim kaybetti, neden hala bunu kafamızda tutuyoruz?
Yine mesela Millet İttifakı’na takviye kuvvet vereceğim diyen ama kuralları var diyen Ümit Özdağ’ın ne dediğini neden sorgulamıyorsunuz?
Özdağ’ın durumu nedir?
“1- Anayasamızın ilk 4 maddesi ile 66. maddesinde yer alan Türk Vatandaşlığının tanımı ve içeriği aynen korunacaktır.
2- 1924 yılında kurulan milli-üniter-laik devletten taviz verilmeyecektir. Bu değerlere bağlı kalınacaktır.”
Öncelikle Özdağ, Cumhur İttifakı’nın söz konusu bile olmadığı halde, böyle şeyler yapacağından korktuğu bir partiyi neden destekliyor? İkincisi, CHP istese de böyle bir şey yapabilir mi, yapmayacağım diyor? Ayrıca neden böyle bir açıklama yapması isteniyor, “Cumhuriyeti kuran parti”nin böyle bir şey yapmasından mı korkuluyor?
Bunlar anayasal konulardır. CHP’nin mecliste onları değiştirmeyi önerecek kadar milletvekili bile yok. Bu çoğunluğa sahip AK Parti için böyle bir şeyden korkulmuyor bile, yani temelde AK Parti’nin güvencesi altındalar. Durum buysa, bu “boş-ücretsiz” bir konuşma değil mi?
“3- Başta Suriyeliler olmak üzere tüm sığınmacı ve kaçaklar en geç 1 yıl içinde ülkelerine geri gönderilecek.”
Bir kere Türkiye’de 13 milyon sığınmacı var mı?
Suriye’nin nüfusu 22 milyon olup, bunun 7 milyonu Suriye dışına, 6 milyonu da Suriye içinde yerinden edilmiştir. Suriye’den ayrılanların yarısı Ürdün, Lübnan, Mısır ve hatta Filistin’e dağılmış durumda. Bir milyon kadar Batı’ya geçti. Türkiye’deki Suriyeli sayısı üç buçuk milyon civarında ve kademeli olarak Suriye’ye geri gönderilme sürecindeler.
Özdağ, “Suriye’deki Suriyelilerin güvenliğini sağlayacağız, sonra göndereceğiz” diyor.
Suriye’de güvenli bir bölge kurmanın maliyeti hakkında bir fikriniz var mı? Suriye’ye asker gönderme ve Türk askerini bölgeden çekme kararına hayır diyerek bunu nasıl başaracaksınız?
Suriye’de savaş yürütenlerin amaçlarından birinin de Suriye’nin kuzeyini Araptan ve Türkten arındırmak olduğu düşünüldüğünde, bölgenin demografisi büyük ölçüde değişti ve PYD-PKK silahşörleri artık Suriye’nin her yerini dolaşıyor. İnsan haklarına uygun olarak sınır dışı etmeyi nasıl başaracaksınız?
4- Başta FETÖ, PKK ve DAİŞ olmak üzere, devletin varlığını ve bütünlüğünü hedef alan tüm terör örgütleriyle etkin ve kararlı bir şekilde mücadele edilecektir.
İngilizce’de bir mecaz vardır; “Odadaki fil”
“Bu ünlü İngiliz deyimi” odadaki fil”, herkesin farkında olduğu ama kimsenin hakkında konuşmak veya tartışmak istemediği, açıkta duran bir sorun için kullanılır.”
Yani odada kocaman bir fil var ama herkes fil yokmuş gibi davranıyor.
Millet İttifakı oylarının yüzde 8,8’i HDP’den geldi. Yani Kandil talimat verseydi ve HDP cumhurbaşkanı adayı gösterseydi ittifakın oyu yüzde 45 değil yüzde 36 olacaktı.
Odada kocaman bir PKK fili var ve Millet İttifakı bundan bahsetmek bile istemiyor.
Şimdi o fil orada dururken, Millet İttifakı hangi dehşetle şevkten bahsediyor?
Evet sizi bilmem ama kamuoyu tüm bunları sorguluyor.
Cevabını pazar günü verecek.
Cevaptan eminim ama muhaliflere söylemeyeceğim, sürpriz olsun.
Anket şirketlerine yine lanet okusunlar ama 20 yıldır hiçbir şey söylemeyen, yanlış bir şey olmayan, hiçbir öngörüde bulunmayan medyalarının yankı odalarında ağlamaya devam etsinler ve “yapmaya” devam etsinler. aynı şeyi tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemek”. Ya da sevdikleri ve güç verdikleri Twitter’da yaşamaya devam edebilirler.
Allah insanları muhalefet durumundan ayırmasın…
@kalemler
